Öğrenmenin Duygusal Anahtarı: Yabancı Dil Nasıl Öğrenilir?
Harika bir video! Prof. Dr. Sinan Canan'ın NTV'de yayınlanan "Açık Beyin" programından alınan bu kesitin başlıklar ve maddeler halindeki özeti aşağıdadır.
### **Hayatımızı ve Beynimizi Tembelleştiren Alışkanlıklarımız**
---
#### **Öğrenmenin Duygusal Anahtarı: Yabancı Dil Nasıl Öğrenilir?**
* Bir şeyi teorik olarak dinlemek, onu öğrenmek için yeterli değildir. Tıpkı bisiklet sürmenin sadece anlatılarak öğrenilemeyeceği gibi, dil öğrenimi de aktif katılım ve pratik gerektirir.
* Beynimiz duygusal bir öğrenme sistemidir. Bir bilgiyi ya da beceriyi öğrenmek için ona karşı duygusal bir bağ kurmamız (sevgi, ilgi, merak, ihtiyaç vb.) gerekir.
* İngilizce konuşan birine aşık olan birinin 3 günde dilinin çözülmesi, beynin duygusal ve ihtiyaç odaklı öğrenme prensibine mükemmel bir örnektir.
* Beyin, hayatta kalma (beslenme, güvenlik) ve üreme gibi temel ihtiyaçlarına hizmet eden bilgileri çok hızlı öğrenir. Bu yüzden öğrenme sürecinde kendimize güçlü bir "sebep" sunmalıyız.
---
#### **Sıra Dışı Olaylar ve Hafıza: Geçen Yıl Kaç Gününüzü Hatırlıyorsunuz?**
* Hayatımızdaki rutin ve sıradan günleri genellikle hatırlamayız. Hafızamızda yer eden anlar, rutin dışına çıktığımız, farklı ve sıra dışı şeyler yaşadığımız günlerdir.
* Beyin, farklı ve yeni durumlarda daha uyanık ve dikkatli olduğu için bu anları kalıcı olarak kaydeder.
* Bir yıl içindeki 365 günden sadece birkaç özel günü hatırlamamızın sebebi, hayatımızın büyük bir kısmının rutinlerden oluşmasıdır.
---
#### **Rutinlerin ve Konforun Tehlikesi: Neden Yerimizde Sayıyoruz?**
* Günlük hayatımız, beynimizi neredeyse hiç kullanmadan, otomatik pilotta yaptığımız rutinlerle doludur. Bu durum, bilinçli zihnimizin tembelleşmesine yol açar.
* Bu rutinler ve alışkanlıklar, bize bir "konfor alanı" yaratır. Konfor, belirsizliğin olmaması ve rahatsızlığın en aza inmesi demektir.
* Ancak bu konfor, zihnimizi ve ruhumuzu çürütür. Tıpkı hiçbir şey yapmayan bir bedenin (ölüm) zamanla çürümesi gibi, konfor alanında kalan bir zihin de canlılığını, merakını ve gelişim arzusunu yitirir.
---
#### **Ataletten Kurtulmanın Yolu: Şikayeti Bırakmak**
* Rutinlerimizden memnun olmasak bile onları değiştirmekte zorlanırız, çünkü belirsizlikten kaçarız. Bu hareketsizlik ve eylemsizlik haline "atalet" denir.
* Şikayet etmek, atalet halinde ve konfor alanında kalmanın en önemli aracıdır. Kişi şikayet ederek sorumluluğu dış etkenlere (ekonomi, zaman, başkaları) atar ve değişmek için harekete geçmez.
* Şikayet, bilincin ve harekete geçme gücünün en büyük düşmanıdır. Rutinlerden kurtulmak ve gelişmek için şikayet etmeyi bırakıp, farklılıklarla tanışmayı göze almak ve sorumluluk almak gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder